Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
in state
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"in state"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 3 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
in state
zf.
debdebe ve ihtişamla
2
Genel
in state
zf.
resmi olarak
Trade/Economic
3
Ticaret/Ekonomi
in state
expr.
resmi olarak
"in state"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 125 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
workers in state enterprises
i.
kamu işçileri
2
Genel
lying in state
i.
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenme
3
Genel
be in a state of flux
f.
değişmek
4
Genel
be in a state of flux
f.
değişim içinde olmak
5
Genel
be in a bad state
f.
kötü durumda olmak
6
Genel
be in bad state
f.
kötü durumda olmak
7
Genel
turn a place in a very noisy disordered state
f.
curcunaya vermek
8
Genel
turn a place in a very noisy disordered state
f.
curcunaya çevirmek
9
Genel
turn a place in a very noisy disordered state
f.
curcunaya döndürmek
10
Genel
turn a place in a very noisy disordered state
f.
ortalığı ellialtıya vermek
11
Genel
be in a state of inner conflict
f.
iç çatışma içinde bulunmak
12
Genel
lie in state
f.
gömülmeden önce halka açık bir yerde sergilenmek
13
Genel
in the row state
s.
sıralı
14
Genel
in-good state
s.
iyi durumda
15
Genel
in the row state
s.
bir sırada
16
Genel
in good state
s.
iyi durumda
17
Genel
in a state of undress
zf.
çıplak
18
Genel
in a state of
zf.
... durumunda
19
Genel
in a state of
zf.
... halinde
20
Genel
in a state of fear
zf.
korku halinde
21
Genel
in a state of fear
zf.
korku durumda
22
Genel
in a state of fear
zf.
korku içinde
23
Genel
in a state of fear
zf.
korkuda
Phrases
24
İfadeler
then by the power vested in me by almighty god in the great state of utah
expr.
yüce tanrı'nın ve büyük utah eyaletinin bana verdiği yetkiye dayanarak
Colloquial
25
Konuşma Dili
lie in state
f.
katafalka koymak
Idioms
26
Deyim
keep someone in a state of suspense
f.
birini meraklandırmak
27
Deyim
keep someone in a state of suspense
f.
birini merakta bırakmak
28
Deyim
be in a terrible state
f.
cin çarpmışa dönmek
29
Deyim
be in a bit of a state
f.
kaygılı/üzgün olmak
30
Deyim
something is rotten in the state of denmark
f.
ters giden bir şeylerin kokusunu almak
31
Deyim
get in a state
f.
üzüntülü ya da sinirli bir durumda olmak
32
Deyim
be in a state
f.
sinirli bir durumda olmak
33
Deyim
be in a state
f.
üzüntülü olmak
34
Deyim
be in a state
f.
kızgın bir durumda olmak
35
Deyim
be in a state
f.
kızmak
36
Deyim
be in a state
f.
sinirlenmek
37
Deyim
be in a state
f.
canı sıkkın olmak
38
Deyim
be in a state
f.
canı sıkılmak
39
Deyim
be in a state
f.
kötü bir durumda olmak
40
Deyim
be in a state
f.
karman çorman olmak
41
Deyim
be in a state
f.
dağınık bir durumda olmak
42
Deyim
be in a state
f.
karmakarışık bir durumda olmak
43
Deyim
be in a state
f.
darmadağınık olmak
44
Deyim
lie in state
f.
katafalkta durmak
45
Deyim
lie in state
f.
katafalkta kalmak
46
Deyim
lie in state
f.
katafalkta olmak
47
Deyim
lie in state
f.
katafalka koyulmak
48
Deyim
be in a sorry state
f.
acınası/acınacak durumda olmak
49
Deyim
be in a sorry state
f.
üzücü durumda olmak
50
Deyim
be in a sorry state
f.
zavallı durumda olmak
51
Deyim
be in a sorry state
f.
kötü durumda olmak
52
Deyim
be in a sorry state
f.
zayıf durumda olmak
53
Deyim
be in a sorry state
f.
perişan halde olmak
54
Deyim
be in a sorry state
f.
berbat durumda olmak
55
Deyim
be in a sorry state
f.
sefil halde olmak
56
Deyim
be in a sorry state
f.
kullanılmaz hale gelmek
57
Deyim
in a state
s.
sinirli
58
Deyim
in a state
s.
kızgın
59
Deyim
in a state
s.
üzgün
60
Deyim
in a state
s.
canı sıkkın
61
Deyim
in a state
s.
dağınık
62
Deyim
in a state
s.
karmaşık
63
Deyim
in a state
s.
darmadağın
64
Deyim
in a state
s.
karman çorman
65
Deyim
in a state of nature
expr.
anadan üryan
66
Deyim
in a constant state of flux
expr.
değişmekte
67
Deyim
in a constant state of flux
expr.
değişip duran
68
Deyim
in a state of nature
expr.
doğduğu andaki gibi
69
Deyim
in a state of nature
expr.
çırılçıplak
70
Deyim
in a constant state of flux
expr.
değişmekte olan
71
Deyim
in a constant state of flux
expr.
değişen
72
Deyim
something is rotten in the state of denmark
expr.
kokusu çıkar yakında
73
Deyim
in a constant state of flux
expr.
sürekli değişen
74
Deyim
in a state of nature
expr.
doğadaki gibi ilkel konumda
75
Deyim
in a state of nature
expr.
medeniyetten uzak
76
Deyim
in a state of nature
expr.
politik, yasal, ahlaki düzenlemelerin olmadığı durumda
77
Deyim
in a state of nature
expr.
doğadaki haliyle
78
Deyim
in a state of nature
expr.
doğada olduğu şekliyle
79
Deyim
in a state of nature
expr.
doğadaki gibi
80
Deyim
in a state of nature
expr.
doğada olduğu gibi
81
Deyim
in a state of nature
expr.
işlenmemiş/yontulmamış halde
82
Deyim
in a state of nature
expr.
medeniyetsiz/vahşi halde
83
Deyim
in a state of nature
expr.
ahlakın olmadığı durumda
84
Deyim
in a state of nature
expr.
günahkar durumda
85
Deyim
in a sorry state
expr.
acınası/acınacak durumda
86
Deyim
in a sorry state
expr.
kötü durumda
87
Deyim
in a sorry state
expr.
sefil halde
88
Deyim
in a sorry state
expr.
üzücü durumda
89
Deyim
in a sorry state
expr.
berbat durumda
90
Deyim
in a sorry state
expr.
zavallı durumda
91
Deyim
in a sorry state
expr.
zayıf durumda
92
Deyim
in a sorry state
expr.
perişan halde
93
Deyim
in a sorry state
expr.
kullanılmaz halde
94
Deyim
in good state of repair
expr.
iyi durumda
95
Deyim
in good state of repair
expr.
sağlam durumda
96
Deyim
in good state of repair
expr.
sağlıklı durumda
97
Deyim
in poor state of repair
expr.
kötü durumda
98
Deyim
in poor state of repair
expr.
zayıf durumda
99
Deyim
in poor state of repair
expr.
sağlıksız durumda
Trade/Economic
100
Ticaret/Ekonomi
bid in a state tender
f.
devlet ihalesine girmek
Law
101
Hukuk
ministry of state in charge of the undersecretariat of treasury
i.
hazine müsteşarlığından sorumlu devlet bakanı
102
Hukuk
the state in which contract is to be performed
i.
sözleşmenin ifa edileceği eyalet
103
Hukuk
the state in which the contract is made
i.
sözleşmenin yapıldığı eyalet
Politics
104
Siyasal
goods in the unaltered state
i.
değişmemiş eşya
105
Siyasal
state minister in charge of the economy
i.
ekonomiden sorumlu devlet bakanı
Technical
106
Teknik
unit weight in saturated state
i.
doygun haldeki birim ağırlık
107
Teknik
sand in a loose state
i.
gevşek haldeki kum
108
Teknik
unit weight in moist state
i.
ıslak haldeki birim ağırlık
109
Teknik
apparent resin content of material in the unmolded state
i.
kalıplanmamış malzemenin görünür reçine muhtevası
110
Teknik
plastics in solid state/form
i.
katı haldeki plastikler
111
Teknik
resins in the liquid state or as emulsions or dispersions
i.
sıvı veya emülsiyon veya dispers halde reçineler
112
Teknik
cold rolled non-oriented electrical steel sheet delivered in the fully processed state
i.
tam işlenmiş durumda teslim edilen soğuk haddelendirilerek yönlendirilmemiş taneli elektrik çelikten levha
113
Teknik
in dry state
s.
kuru halde
114
Teknik
in a state of suspension
expr.
asılı durumda
115
Teknik
in a state of suspension
expr.
asılı halde
116
Teknik
in a state of suspension
expr.
askıda
Computer
117
Bilgisayar
state variable consistency in forms
i.
formlarda durum değişkeni tutarlılığı
118
Bilgisayar
in-state
i.
geçerli durum
Automotive
119
Otomotiv
maximum mass of the loaded vehicle in traffic for the state of registration
i.
tescil durumu için aracin yürür vaziyetteki azami yüklü kütlesi
120
Otomotiv
maximum mass of the loaded vehicle in function for the state of registration
i.
tescil durumu için aracin çalişir durumdaki azami yüklü kütlesi
Medical
121
Medikal
unanticipated serious deterioration in state of health
i.
sağlık durumunda beklenmeyen ciddi bozulma
Chemistry
122
Kimya
phenolic resin in the liquid state
i.
sıvı halde fenolik reçine
Education
123
Eğitim
state and society in comparative perspective
i.
karşılaştırmalı devlet ve toplum incelemeleri
124
Eğitim
state and bureaucracy in turkey
i.
türkiye'de devlet ve bürokrasi
History
125
Tarih
the political reforms made in the ottoman state in 1839
i.
tanzimat
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of in state
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy